Tarihçe

Mimarlık Bölümü, Mimarlık Fakültesine bağlı olarak 1995 yılında kurulmuştur. Başlangıçta yüksek lisans ve doktoraya yönelik lisansüstü programlarda eğitim veren bölüm, 1998 yılında lisansüstü programların yanı sıra mimarlık lisans eğitimi de vermeye başlamıştır. İlk lisans öğrencileri ise programa 1999 yılında giriş yapmıştır.

Mimarlık Bölümü, Mimarlık Fakültesi’ne bağlı dört bölümden biri olup, çağın önde gelen mimari tasarımcılarını ve yenilikçi mimarlık araştırmacılarını yetiştirmeyi amaçlamaktadır. Bölüm, eğitimde mükemmeliyet ile üstün mimari araştırmayı birleştirmektedir. Eğitim amaçlarından biri, mezunların, Türkiye’de ve uluslararası platformlarda, Türkiye’nin toplumlarla—özellikle de Avrupa’daki mimari uygulamayla—bütünleşmesinde etkin rol oynayabilmesidir. Fakülte, tüm kampus ve Teknopark’ta yer alan kuruluşların İzmir’deki bağlantıları ile işbirliği içerisinde olarak, Bölümün araştırma hedeflerinden biri de, yeni mimari teknolojilere odaklanmaktır.

Fakülte kadrosu, arka planda değişik eğitimlerden gelen, genç, enerjik ve motivasyonu yüksek akademisyenlerden oluşmaktadır. Mimarlık tarihinden edebiyata ve yapı teknolojilerine dek çeşitlenen uzmanlık alanlarıyla akademisyenlerimiz tüm kampusa hitap edebilmektedirler. Fakülte, uluslararası araştırmacılar ve mimarların bağlantılarından yararlanabildiği gibi, aynı zamanda, bölgenin önde gelen mimarlarıyla da iletişim halindedir. Bölüm, pratisyen mimarlar ve kamu yasalarını düzenleyen yetkililerin çekim noktası haline gelmiştir.

Kampus yerleşimi, öğrenci gruplarına eşsiz bir deneyim ve araştırma olanakları sunmaktadır. Yerleşke, orta ölçekli tarihi bir ilçe olan Urla’ya, Türkiye’nin üçüncü büyük metropolü İzmir’e ve yüksek yoğunluklu bir dinlence mekanı olan Çeşme’ye ulaşılabilir mesafede konumlanmaktadır. Söz konusu bölgelerin her biri, Türkiye’deki ve benzer kentsel alanlardaki yapılı çevreye ait tasarım kalıplarını anlamak amacıyla incelemeye değer çok sayıda çevresel girdiye sahiptir. Bölüm aynı zamanda, başlıca Yunan, Roma ve Osmanlı tarihi yerleşimlerine yakınlığını da, eğitim ve araştırma zenginliği sunabilme bağlamında bir avantaj haline dönüştürmeyi başarmıştır.